Rum suresi Kur’an’ın otuzuncu suresidir, altmış ayetten oluşur. Mekke Dönemi’nde inmiştir. Adını ikinci ayette geçen Rum kelimesinden almıştır. Surede ağırlıklı olarak geçmişteki inkârcı toplumların durumlarından ibret alınması öğütlenir, ahiret inancının önemi anlatılır, Allah’ın (cc) varlığı, birliği ve evrendeki sınırsız kudreti ve tevhit inancı vurgulanır. Ayrıca surede insan fıtratının önemi, insanların yaptıkları sebebiyle yeryüzünde ortaya çıkan olumsuzluklar ve kıyamet günü konuları üzerinde durulur.
17-18. Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah’ı tespih edin (namaz kılın) ki göklerde ve yerde hamt O’na mahsustur.
İslam âlimleri, bu ayetlerdeki “Allah’ı tespih edin!” ifadesini namaz kılmanın emredilmesi şeklinde yorumlamıştır. Yüce Allah’a hamt ile O’nu tespih etmenin en yoğun gerçekleştiği ibadet namazdır. Amellerin en faziletlisi olan namaz, hem kalple niyet etmeyi hem dille zikretmeyi hem de bedenle özel hareketleri içine alan en önemli ibadettir.
Hamt: Bütün yüceltme türlerini içeren, saygıyla Allah’a (cc) yöneltilen övgünün söz ve davranışlara yansımasıdır. Kur’an-ı Kerim’in ilk suresi olan Fatiha, hamt kelimesiyle başlar. Allah’ı (cc) övme anlamına gelen hamt, O’nu zikrederek üstün sıfatlarla nitelemedir. Zikir, şükür ve duayı kapsayan hamt, Müslümanların
hayatında önemli bir yer tutar. Kılınan bütün namazların her rekâtında tekrarlanır. Hidayet, sağlık, başarı ve her türlü nimeti veren Allah’a (cc) hamt edilip şükürde bulunulur. Elhamdülillah ifadesi sıklıkla kullanılır.
Tespih: Yüce Allah’ın bütün eksikliklerden uzak ve yüce olduğunu ifade etmektir. Tespih; inanç, söz ve davranışlarla gösterilir. Bütün varlıkları yaratan ve yöneten tek varlığın Yüce Allah olduğuna inanmak, bütün kötülüklerden kaçınarak O’na sığınmak ve dille O’nu zikretmek ibadet kabul edilir.
- Ölüden diriyi, diriden de ölüyü O çıkarıyor; yeryüzünü ölümünün ardından O canlandırıyor. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız.
Ayette özellikle ahiret hayatının varlığına işaret edilerek bunun mümkün olduğunun bazı delilleri sunulmaktadır. Yüce Allah’ın kudreti varlıklarda görülür. O’nun engin kudretini anlamak için dünyada her an yaşanan ölme ve dirilme olaylarına ibretle bakmak gerekir. Allah (cc), toprak ve sudan insanı, yumurtadan civcivi, tohumdan ağacı, kıştan sonra bahar mevsimini yaratandır. Ayette baharın gelişinin yeniden dirilmeye olan benzerliğine işaret edilir. Bu diriltme olaylarını tersine çeviren de O’dur. Dolayısıyla ölümden sonra yeniden dirilme vardır ve bunu yapmak Allah (cc) için kolaydır.
- O’nun kanıtlarından biri, sizi topraktan yaratmış olmasıdır. Sonra bir de baktınız ki, çoğalarak yeryüzüne dağılmış beşer topluluğusunuz.
Ayette Yüce Allah’ın kudretinin kanıtlarından bir örnek verilmektedir. Allah (cc); bütün insanların atası olan Hz. Âdem’i topraktan yaratıp ona can vermiş, onu düşünen, konuşan, öğrenen, inanan ve duygu sahibi bir varlık olarak en güzel şekilde yaratmıştır. Çok farklı özelliklerdeki insanlar yeryüzüne dağılmışlar ve medeniyetler inşa etmişlerdir.

- Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.
İslam’da toplumun temelini aile oluşturur. Kadın ve erkeğin tanışıp anlaşarak hayatlarını birleştirmeleri, Yüce Allah’ın kudretinin delillerindendir. Ayette eşler arasında huzur ve bağlılığın gerçekleşmesini sağlayan, Allah’ın (cc) belirlediği maddi ve manevi yasalara işaret edilir.
Bunlar;
Eşler bedenen ve ruhen birbirine muhtaç yaratılmıştır.
Kalplerine birlikte yaşamalarını sağlayacak kuvvetli bir muhabbet duygusu verilmiştir.
Birbirini gözetmeleri ve ihtiyaçlarını karşılamaları için merhamet duygusuyla yaratılmışlardır.
- O’nun delillerinden biri de gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin birbirinden farklı olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için (alınacak) dersler vardır.
Ayette evrenin yaratılması insanların özellikleriyle birlikte anılmıştır. Dolayısıyla evrenin insanla anlam kazandığına işaret edilir. Ayrıca yaratılışın tekdüze olmadığı, çeşitlilikle hayatın güzelleştirildiği mesajı da verilir. İnsanlar farklı dillerde ve renklerde yaratılmış, birbirleriyle tanışmış ve bunun doğal sonucu
olarak beşerî ilişkiler kurmuşlardır. Yaratılıştan gelen farklılıklar; ayrışma sebebi değil, tanışma ve kaynaşma vesilesidir. İnsanlar, renklerine ve dillerine değil, takvalarına göre değer kazanır. Ayrıca İslam; din kardeşliğini değerli görmüş, bu bağlamda yaratılıştan gelen farklı özelliklerin üstünlük sebebi olmadığı mesajını vermiştir.
- Gece olsun gündüz olsun, uyumanız ve Allah’ın lütfundan (nasibinizi) aramanız da O’nun delillerindendir. Gerçekten bunda, işiten bir topluluk için ibretler vardır.
Ayette, dinlenmenin ve çalışmanın önemine değinilir. İnsan çalışmalı ancak elde ettiği nasibinin Allah’ın (cc) lütfuyla olduğunu bilmelidir.
- Yine O’nun delillerindendir ki size korku ve ümit vermek üzere şimşeği gösteriyor, gökten su indirip ölümünün ardından yeryüzünü onunla diriltiyor. Doğrusu bunda, aklını kullanan bir topluluk için (alınacak) dersler vardır.
Bütün varlıklar Allah’ın (cc) evrene koyduğu yasalara göre hareket ederler. Yağmuru yağdıran da Allah’tır (cc). Şimşeğin çakması, insanları yıldırım düşme ihtimaliyle korkuturken yağmurun yağma ihtimali de insanlara ümit verir. Allah’ın (cc) gökten su indirip yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi O’nun ölüleri dirilteceğinin delilidir. Düşünen kimse bu hakikati hemen kavrar.
- Göğün ve yerin O’nun buyruğu ile durması da O’nun delillerindendir. Sonra sizi bulunduğunuz yerden bir çağırdı mı hemen çıkıverirsiniz.
Yerle gök, Allah’ın (cc) yaratması ve kudretiyle varlıklarını uyum içinde devam ettirir. Her şeyi yoktan yaratıp idare eden Allah’ın (cc), kıyameti koparmaya ve ardından insanları tekrar diriltmeye gücü yeter.
26. Göklerde ve yerde bulunanlar hep O’na aittir, hepsi O’na boyun eğmiştir.
Anlam bakımından önceki ayetlerin devamı olarak bu ayette de bütün varlıkların Allah’ın (cc) emrine itaat içinde olduklarına işaret edilir. Yerde ve gökte hiçbir varlığın O’nun buyruğuna aykırı davranması söz konusu olamaz. Çünkü hepsi O’nundur. İnsan da beden ve ruh bakımından Allah’ın (cc) emri altındadır. Ancak o, iman etmek veya inkâr etmek bakımından imtihan edilir.
- Varlığı ilkin yaratan, sonra bunu tekrar eden O’dur ve bu O’nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce sıfat O’nundur. O mutlak galiptir, hikmet sahibidir.
En üstün sıfatlar Yüce Allah’a aittir. O’nun eşi ve benzeri yoktur, O, bir şeyin var olmasını dilediğinde o şey anında oluverir. Mutlak kudret, hikmet, yaratma ve mabutluk sıfatları O’nundur. Her şeyi yoktan vareden Allah (cc), evrenin işleyişini de anbean devam ettirir. Bütün bunlar O’nun için pek kolaydır.
Neler Öğrendik?
- Ayetlerde insanın hangi yaratılış özelliklerine değinilmiştir?
- Ayetlerde evrenin yaratılışına ilişkin hangi olaylara dikkat çekilmektedir?
- Ayetlerde sözü edilen, evrendeki Allah’ın (cc) varlığına ve kudretine dair örnekleri sıralayınız.
- Hamd nedir?
- Tespih nedir?