- Sizce insan Yüce Allah ile nasıl bağ kurabilir?
- Hangi davranışları sergilediğinizde kendinizi Allah’a (cc) daha yakın hissedersiniz?
Yüce Allah evreni belli bir denge ve ahenkle yaratmıştır. Mülk suresinin üçüncü ayetinde “Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O’dur. Rahman’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?” buyrularak buna dikkat çekilir. İnsan bu ahenk ve güzelliği gördüğünde yaratıcıya karşı derin bir hayranlık duyar. Bu hayranlık, insanlarda Allah’a (cc) karşı gittikçe artan saygı ve sevgi temelli bir kulluğa dönüşür. İnsan, Rabbine dua ve ibadetle yakınlaşmaya çalışır.
Yüce Allah, daima bizimledir. Bizim en büyük güven kaynağımızdır. O; seven, esirgeyen, merhamet eden, hidayet ve esenlik verendir. Allah (cc), rahmetiyle yarattığı kullarından kendisiyle bağ kurmalarını ister. Yaratıcımızla nasıl yakınlaşacağımızın cevabı ibadet ve duada saklıdır. Allah (cc) ile bağ kurmak; dua, ibadet, tövbe ve Kur’an okumak gibi salih amellerle sağlanır.
İbadet
İnsan, Yüce Allah ile ibadet, dua, tövbe ederek ve Kur’an okuyarak bağ kurar. Boyun eğme, itaat etme, saygı duyma, alçak gönüllülük, kulluk, tapma, tapınma anlamlarına gelen ibadet, Yüce Allah’ın rızasına uygun şekilde yapılan bütün davranışları kapsar. İnsan, namaz kılarken “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Hamt, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah’a mahsustur. (Allah’ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi dosdoğru yola ilet. Nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların yoluna da doğrudan sapmışların yoluna da değil!” ayetlerini okuyarak Rabbinin huzurunda durur. Yüce Allah’ı överek başladığı kulluk görevine kendi âcizliğini ifade ederek ve O’ndan yardım isteyerek devam eder. Rabbinden kendisini hidayet üzere tutmasını diler.
Hürmet ve itaatin en yüksek ifadesi ibadet, Yüce Allah’ı zikretmek, O’nu anmak ve O’na hamt etmektir. Üstünlük ve erdemlilikle niteleme, yüceltme anlamlarına gelen hamt; bütün övgü çeşitlerini içeren sevgi ve saygıyla Allah’ı (cc) anmak ve O’nun emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmaktır. İnsan, ibadetlerle gündelik hayatın meşguliyetleri içinde yaratıcıyla bağ kurmak, O’nun varlığını hissetmek ve O’na hamt etmek ister. Dolayısıyla belli vakitlerde belli ibadetler yapmanın yanı sıra hayatın her anında sorumluluk duygusuyla yaşar.
Bir mümin için Allah’a (cc) yakın olmak önemlidir. Hz. Peygamber bir hadisinde Yüce Allah’ın “… Kulum beni andığında onunla beraberim. O beni anarsa ben de onu anarım…” buyurduğunu bildirerek insanın Rabbine yönelmesinin karşılıksız kalmayacağını ifade eder. İnsanın ibadetle geçirdiği anlar, Allah (cc) ile bağ kurduğu en yoğun zamanlardır. Hz. Peygamber “Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secdede olduğu andır…” buyurarak bu konuya dikkat çeker. İnsan, Rabbiyle secdede olduğu gibi Kur’an-ı Kerim okuyarak da bağ kurar. Kur’an, Yüce Allah’ın kelamıdır. Enbiya suresinin 50. ayetinde Allah (cc) “İşte bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz mübarek bir öğüttür…” buyurarak Kur’an’ın kendi sözü olduğunu bildirir. Dolayısıyla Kur’an okumak Allah (cc) ile iletişim kurmaktır. Bir ayette Kur’an-ı Kerim’le ilgili şöyle buyrulur: “Allah, kendi içinde uyumlu, gerçekleri tekrar tekrar dile getiren bir kitap olarak sözlerin en güzelini indirdi. Rablerinden korkanların onun etkisiyle tüyleri ürperir, sonra yine Allah’ı anmaya yönelerek bedenleri ve kalpleri huzura kavuşur…” Kur’an insana dünya hayatı hakkında ilkeler sunar ve ahiret hayatını tanıtır.
Hz. Peygamber “Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilakis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” hadisiyle Kur’an okumanın ibadet olduğunu bildirmiştir.
İnsanın Allah (cc) ile olan bağı, insanlarla olan ilişkisine yansır. Kulluktaki samimiyet, insanın ahlakının güzelleşmesine vesile olur. Böylece kötülüklerden sakınarak başkalarına karşı saygılı ve sorumlu davranır. İslam’da insanlara karşı adil olmak, anne babaya iyi davranmak, iyiliği tavsiye edip kötülükten alıkoymak, büyüklere saygı göstermek ve bir işi en güzel şekilde yapmaya gayret etmek gibi davranışlar da ibadet niteliği taşır. İnsan, bu güzel davranışları yaparak hayatını ibadetle geçirmiş olur.
Dua
Dua, kulun bütün benliğiyle Yüce Allah’a yönelerek O’ndan istek ve dilekte bulunması ve bu amaçla icra edilen bir ibadet şeklidir. İnsanın kendi âcizliğini kavrayıp Yüce Allah’a yalvarma ve verdiği nimetler için şükretme, O’nu övme ve O’nunla iletişim kurma eylemidir. Kur’an-ı Kerim’de “De ki: (Ey insanlar!) ‘Duanız olmasa Allah size ne diye değer versin!’…” ayetiyle Allah’ın (cc) duaya verdiği önem belirtilir. Hz. Peygamber de bir hadisinde şöyle buyurur: “Allah Teala katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.” Yüce Allah, dua edenin duasına karşılık vereceğini “Kullarım, beni senden sorarlarsa (bilsinler ki) gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” ayetinde bildirmektedir.
Kur’an’da duayla ilgili birçok ayet vardır. Bu ayetlerde Allah (cc), kullarının kendisiyle bağ kurmasını ister ve ne şekilde dua edilmesi gerektiğini insanlara öğretir. Kur’an’da dua metinleri şeklinde sure ve ayetler de mevcuttur. Bir kısmı peygamberlere ait olan bu dualar; Allah’tan (cc) yardım dileme, kendi eksikliğini bilerek Allah’a (cc) yalvarma, kötü olan her şeyden O’na sığınma, günahlardan tövbe, hamt, şükür gibi kulun Yüce Allah’a yönelişi ve isteklerini ifade etmesiyle ilgilidir. Fatiha suresi dua niteliğindeki bu sureler için güzel bir örnektir. “… Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver; bizi cehennem azabından koru.” ifadesiyle biten Bakara suresinin 201. ayeti de dua olarak en çok okunan ayetlerdendir.
Dua bir zikir ve ibadettir. Duada Allah’ı (cc) yüceltme ile O’ndan istekte bulunma birliktedir. Hz. Peygamber “Dua, ibadetin özüdür.” buyurmuştur. Bu sebeple en önemli ibadet olan namaz, Kur’an’da dua (salat) kelimesi ile ifade edilir.
İnsan, üstün ve yüce olan yaratıcısıyla irtibat kurmaya ihtiyaç duyar. Dua, gücü ve ömrü sınırlı insanın, sınırsız kudret sahibi Allah’a (cc) niyaz etmesi ve kendisini O’na teslim etmesidir. İnsan, çeşitli sıkıntılar ve üzüntülerle bunaldığında Mucib olan Allah’a (cc) sığınır. Rabbiyle yakınlık arar ve ihtiyaçlarını O’na açar. Hâlini bildirerek O’ndan yardım diler.
İnsan bazen fıtratındaki temizlik ve safiyetten uzaklaşarak hata ve günah işleyebilmektedir. Önemli olan hatayı fark ettikten sonra ondan dönmektir. Bu durumda yapılması gereken Tevvab olan Allah’a (cc) yönelerek dua etmek ve tövbe ile günahtan arınmaktır. Dönüş, günahtan pişmanlık, günahı terk etme, vazgeçme, istiğfar anlamlarına gelen tövbe; insanın bilerek veya bilmeyerek yaptığı hata, kusur, büyük ve küçük günahlarından dolayı pişman olup bir daha aynı günahları yapmamaya karar vermesidir. Tövbe, insanın yaratılışındaki safiyetine dönmesi ve onu koruması için insana sunulmuş bir fırsattır. Settar olan Allah (cc), tövbe eden kullarının hatalarını örteceğini “Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”53 ayetiyle müjdeler. Hz. Peygamber de bir hadisinde Yüce Allah’ın “… Bana dua eden yok mu, duasını kabul edeyim! Benden isteyen yok mu, ona (dilediğini) vereyim! Benden mağfiret isteyen yok mu, onu bağışlayayım!” buyurduğunu bildirerek O’nun engin affına çağırır. O’nun Gaffar ve Afüv isimlerine sığınılmasını ister.
Kur’an-ı Kerim’de dua ederken Allah’ın (cc) esmayıhüsnasıyla O’ndan niyazda bulunulması istenir. Bu, Allah’ın (cc) güzel isimlerinden birini veya bir kaçını duada söyleyerek O’nu yüceltmek veya bu isimlerle Yüce Allah’tan niyazda bulunmak, O’na yalvarmak şeklinde de olabilir. Örneğin günahlarından tövbe etmek için dua eden kimse, O’nun “dualara karşılık veren, çok bağışlayan ve merhamet eden” gibi anlamlara gelen Mucib, Tevvab, Settar, Gaffar ve Afüv isimlerini söyleyerek bağışlanma dileyebilir.
İnsan hayatta, kendi iradesi ve imkânlarıyla değiştiremeyeceği durumlarla karşılaşabilir. Doğal afetler, yakınlarımızın kaybı ve hastalıklar bunlardan bazılarıdır. Dua, yaratıcıya sığınarak üstesinden gelinemeyen zorluklar karşısında Allah’tan (cc) yardım istemek ve zorluklara sabretmektir.
Dua ister sesli ister sessiz olsun, Yüce Allah ile samimi bir iletişim yoludur. İnsan dua ederken içten duygularla en derin düşüncelerini, umutlarını ve korkularını Yüce Allah’a arz eder. Dua insanın en büyük teselli ve ümit kaynağıdır. Ancak o, yalnızca bir yardım çağrısı değildir. Sadece bu sebeple dua
eden insanlar Kur’an-ı Kerim’de “İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur.” ayetiyle kınanır. Dolayısıyla Allah’ı (cc) zikretmek, nimetler için O’na şükretmek, günahlardan tövbe etmek, O’ndan merhamet dilemek hatta sadece O’nunla
konuşmak için bile dua edilebilir.
Dua
İlâhî! Hamdini sözüme sertâc ettim, zikrini kalbime mi’râc ettim, kitâbını kendime minhâc ettim.
Ben yoktum vâr ettin, varlığından haberdâr ettin, aşkınla gönlümü bî-karâr ettin.
İnâyetine sığındım kapına geldim, hidâyetine sığındım lütfuna geldim.
Kulluk edemedim affına geldim.
Şaşırtma beni, doğruyu söylet; neş’eni duyur, hakikati öğret.
Sen duyurmazsan ben duyamam.
Sen söyletmezsen ben söyleyemem.
Sen sevdirmezsen ben sevdiremem.
Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini.
Elmalılı Hamdi Yazır
Dua
Biz, kısık sesleriz… Minareleri,
Sen, ezansız bırakma, Allah’ım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma, Allah’ım!
Mahyasızdır minareler… Göğü de
Kehkeşansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma, Allah’ım!
Bize güç ver… Cihâd meydanını,
Pehlivansız bırakma Allah’ım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma, Allah’ım!
Bilelim hasma, karşı koymasını;
Bizi cansız bırakma, Allah’ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma, Allah’ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma, Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız
Ve vatansız bırakma, Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma, Allah’ım!
Arif Nihat Asya
Neler Öğrendilk?
- İbadet nedir?
- İslam dininde ibadetin kapsamına giren iş ve davranışlara örnekler veriniz.
- Dua nedir?
- Daha çok hangi durumlarda ve zamanlarda dua ederiz?
- Hz. Peygamberin “Dua, ibadetin özüdür.” sözünü açıklayınız.
- Allah’ın isimlerinden olan Mucib, Tevvab, Settar, Gaffar ve Afüv’ün anlamlarını yazınız.