İslam inancının esasları, Kur’an-ı Kerim’in temel konularındandır. Bu esaslar Allah’ın (cc) peygamberleri tarafından insanlara tebliğ edilmiştir. İman esaslarının neler olduğu ayet ve hadislerde bildirilir. Kur’an’da Yüce Allah’ın (cc) varlığı ve birliği yanında, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahirete iman etmenin hak olduğu beyan edilir. İman esasları bazı ayetlerde bir arada zikredilirken bazı ayetlerde tek tek zikredilir. Kur’an’da inanç esaslarına bir bütün olarak iman edilmesi istenir. Bu esaslardan herhangi birini kabul etmeyen iman etmiş olmaz.
İman esaslarının özellikleri:
- İman esasları tevhit ilkesine dayanır. İnsan sadece Allah’a (cc) kulluk etmeli, hiçbir şeyi O’na ortak koşmamalıdır.
- İman esasları Kur’an ayetlerinde de zikredildiği üzere insanın fıtratına uygundur. Çünkü insanın varlığı da onun huzuru için tavsiye edilen bu esaslar da aynı kaynağa dayanmaktadır.
- İman esasları sade, açık ve anlaşılır mahiyettedir. Aklıselim tarafından kolaylıkla idrak ve kabul edilecek niteliktedir.
- İman, insanın özgür iradesiyle bilinçli bir şekilde yapması gereken bir tercihtir. İnsanın yaratılışında var olan anlam arayışına en güzel cevap iman ile verilmiş olur. Her insan iman etmek veya etmemekte serbesttir. İman konusunda dinde zorlama yoktur. İnsan bu konuda tercih yapmakta serbest bırakılmış fakat tercihinin sonuçlarından sorumlu tutulmuştur. Herkes, ahirette tercihinin karşılığını görecektir.
- Kur’an-ı Kerim ve hadislere dayanan iman esasları zamana, topluma, insana göre değişmez, kesinlik içerir.
- İman esasları bir bütündür. İnanılması gereken ilkelerin hepsine birden inanmak gerekir.
Allah’a (cc) İman
İslam dini ve iman esasları; tek, eşi ve benzeri olmayan, yegâne güç ve kudret sahibi Allah’a (cc) iman etmek üzerine bina edilmiştir. Akıl sahibi her insan
Allah’ın (cc) var olduğunu idrak edecek yeterlilikte yaratılmıştır, bu sebeple Yüce Allah’a iman etmekle mükelleftir.
İslam dininin temeli ve Kur’an’ın ana konusu olan tevhit; birlemek, tek kılmak gibi anlamlara gelir. Tevhit; Allah’ı (cc) zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birlemek, O’nun tek ve eşsiz olduğuna inanmak, yalnız O’na ibadet etmek ve şirk koşmamaktır. Tevhit inancı kelimeitevhit ile ifade edilir. Kelimeitevhit ve kelimeişehadeti gönülden inanarak söyleyen kişi iman etmiş olur. Tevhidin zıddı olan şirk, Allah’ın (cc) bağışlamayacağı günahlardandır. Kur’an’ın farklı ayetlerinde ise şirk, zulüm olarak ifade edilerek müşriklerin de zalim olduğu ve cennete giremeyeceği bildirilmiştir. Tevhit inancının aslı Allah’ı (cc) zatı, isimleri ve sıfatları ile en doğru şekilde tanımak ve anlamaktır. İhlas suresinde “De ki: O, Allah birdir. Allah Samed’dir (Her şey O’na muhtaçtır, O, hiçbir şeye muhtaç değildir.). O, doğurmamış ve doğmamıştır. O’nun hiçbir dengi yoktur.” buyrulur. Bu surede görüldüğü gibi Kur’an’da Allah’ın (cc) isim ve sıfatlarını bildiren ayetler vardır. Kur’an-ı Kerim’de “O, kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah’tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahman’dır (Esirgeyen), Rahîm’dir (Bağışlayan). O, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. O; yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” buyrularak O’nun birçok güzel ismi zikredilmiştir. Allah’ın (cc) isimlerini ve onların anlamlarını bilmek; bu isimlerin kâinattaki tecellileri üzerine düşünmek kişinin Rabbine yakınlaşmasına vesile olacaktır. Kur’an-ı Kerim’de, “… Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” buyrularak Allah’ın (cc) sıfatlarının da yüce ve eşsiz olduğu bildirilmiştir. Mümin, Allah’ın (cc) varlığına inanmakla O’nun zatında bulunması zorunlu sıfatlara da inanmış ve aynı zamanda O’nu bütün noksanlıklardan tenzih etmiş olur.
Tevhit inancının aslı Allah’ı (cc) zatı, isimleri ve sıfatları ile en doğru şekilde tanımak ve anlamaktır. İhlas suresinde “De ki: O, Allah birdir. Allah Samed’dir (Her şey O’na muhtaçtır, O, hiçbir şeye muhtaç değildir.). O, doğurmamış ve doğmamıştır. O’nun hiçbir dengi yoktur.” buyrulur. Bu surede görüldüğü gibi Kur’an’da Allah’ın (cc) isim ve sıfatlarını bildiren ayetler vardır. Kur’an-ı Kerim’de “O, kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah’tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahman’dır (Esirgeyen), Rahîm’dir Bağışlayan). O, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. O; yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” buyrularak O’nun birçok güzel ismi zikredilmiştir. Allah’ın (cc) isimlerini ve onların anlamlarını bilmek; bu isimlerin kâinattaki tecellileri üzerine düşünmek kişinin Rabbine yakınlaşmasına vesile olacaktır. Kur’an-ı Kerim’de, “… Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” buyrularak Allah’ın (cc) sıfatlarının da yüce ve eşsiz olduğu bildirilmiştir. Mümin, Allah’ın (cc) varlığına inanmakla O’nun zatında bulunması zorunlu sıfatlara da inanmış ve aynı zamanda O’nu bütün noksanlıklardan tenzih etmiş olur.
Allah’ın Sıfatları
Meleklere İman
Haberci, kuvvetli, işleri çekip çeviren anlamlarına gelen melek, Allah’ın emirlerini yerine getiren ve duyularla algılanamayan nurani varlıklara verilen addır. Yüce Allah, vahyini peygamberlere melek aracılığıyla iletmiştir. Meleklere iman, ayetlerde diğer iman esasları ile birlikte zikredilir. Ayet ve hadislerde meleklerin özelliklerine dair şu bilgiler yer alır:
- Nurdan yaratılmışlardır.
- İnsandan önce yaratılmışlardır.
- Allah’ın (cc) emirlerini eksiksiz uygularlar, isyan etmezler, sürekli Yüce Allah’a itaat ve ibadetle meşguldürler.
- Gaybı bilemezler.
- Yemek, içmek; erkeklik, dişilik; evlenmek, uyumak, yorulmak; gençlik ve ihtiyarlık gibi özelliklerden uzaktırlar.
- Allah’ın (cc) izniyle insan suretinde göründükleri ayet ve hadislerde bildirilir.
- Mahiyetlerini yalnız Allah’ın (cc) bildiği birden fazla kanada sahiptirler ve kısa sürede uzun mesafelere gidebilirler.
Kur’an-ı Kerim’de “Göklerde ve yerde olanlar hep O’na aittir. O’nun huzurunda bulunanlar, O’na ibadet etme hususunda ne büyüklenirler ne de yorulurlar. Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz Allah’ı tespih ederler.” buyrularak meleklerin temel vazifelerine dikkat çekilmiştir. Bunlarla birlikte ayet ve hadislerde bazen isimleri bazen de görevleri zikredilerek meleklerin özel vazifelerine dair bilgiler verilmiştir. Ayet ve hadislerden öğrendiğimiz
bu görevleri şu şekilde ifade edebiliriz:
- Cebrail, ilahi vahyi peygamberlere ulaştıran vahiy meleğidir.
- Mikail, kâinattaki tabiat olaylarını ve yaratılmışların rızıklarını yönetmekle görevlidir.
- Azrail, Allah’ın emriyle eceli gelenlerin ruhlarını almakla görevli melektir. Kur’an’da kendisinden ölüm meleği olarak bahsedilmektedir.
- İsrafil, sûra üflemekle görevli melektir. Sûra iki kez üfleyecek; ilkinde kıyamet kopacaktır, ikincisinde yeniden diriliş gerçekleşecektir.
- Hamele-i Arş, arşı taşımakla görevli meleklerdir.
- Kiramen Kâtibin, insanın sağında ve solunda bulunup onun iyi ve kötü fiillerini kaydeden meleklerdir.
- Münker ve Nekir kabirde sorgu işiyle görevli meleklerdir.
- Hafaza melekleri insanın önünde ve arkasında bulunup onu koruyan meleklerdir.
- Mukarrabûn ve İlliyyûn, Allah’ı (cc) tespih etmek ve anmakla görevli meleklerdir. Bu melekler, Allah’a (cc) çok yakın ve O’nun katında şerefli bir mevkidedirler.
- Cennet ve cehennemde görevlendirilmiş melekler.
Ayet ve hadislerde ayrıca; - insanın kalbine doğruyu ve gerçeği ilham eden, namaz kılanlarla birlikte Fatiha suresi bitiminde “amin” diyen, her gün sabah ve ikindi namazlarında müminlerle birlikte olan, Kur’an okunurken yeryüzüne inen, sokakları ve yolları dolaşıp zikir, Kur’an ve ilim meclislerini arayıp bulan, müminlere özellikle bilgin olan müminlere rahmet okuyan, sadece Allah’a (cc) hamt ve secde eden, meleklerin varlığı da bildirilmektedir.
Kitaplara İman
Kutsal kitaplar, Yüce Allah’ın insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak, onlara hak yolu gösterip emir ve yasaklarını bildirmek için peygamberlerine vahyettiklerini içeren kitaplardır. Allah’ın (cc) kelam sıfatının bir tezahürü olan ilahi kitapların gönderiliş amacı Kur’an-ı Kerim’de “İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi…” şeklinde ifade edilir.
İslam’ın temel esaslarından biri olan kitaplara iman, Allah’ın (cc) gönderdiği vahye ve vahyin Kur’an’la kemale erdiğine inanmayı ifade eder. İlk peygamberden itibaren gönderilmiş bütün ilahi kitapların indirildikleri hâline iman etmeyi gerektirir. Kutsal kitaplar hacimlerine göre suhuf ve kitap olmak üzere iki grupta değerlendirilir. Daha küçük hacimdeki ilahi kitaplar suhuf, büyük hacimliler ise kitap olarak adlandırılır. Kitaplar Tevrat, Zebur, İncil ve indirildiği şekliyle günümüze ulaşan Kur’an-ı Kerim’dir.
Tevrat, Hz. Musa’ya indirilen kitaptır. Yüce Allah “Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edip tanımadılar. Nitekim ‘Allah hiçbir insana hiçbir şey indirmedi.’ dediler. De ki: ‘Öyleyse Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği kitabı kim indirdi?’…” ayetinde Hz. Musa’ya indirilen kitaptan bahseder. Bu kitabın Tevrat olduğunu da “… İçinde hidayet ve aydınlık bulunan Tevrat’ı elbette biz indirdik…” ayetiyle bildirir. Yazılı kitap, mektup anlamlarına gelen, Zebur, Hz. Davud’a indirilmiş kutsal kitaptır. Bu husus “… Davud’a da Zebur’u verdik.” ayetiyle bildirilmiştir. İyi haber, müjde anlamlarına gelen İncil ise Hz. İsa’ya vahyedilen kitaptır. Bu, “O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil’i verdik.” ayetiyle açıklanmaktadır. Açıklamak, beyan etmek, toplamak ve bir araya getirmek anlamlarına gelen Kur’an, kitapların sonuncusudur, Hz. Muhammed’e (sav) indirilmiştir ve hükmü kıyamete kadar devam edecek ilahi kitaptır. Yüce Allah “Şüphesiz o zikri (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.” ayetiyle bunu bildirmektedir.