
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
23. Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
24. Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et.
25. Kalplerinizdekini en iyi bilen Rabbinizdir. Eğer iyi olursanız bilesiniz ki Allah kendisine yönelenleri bağışlayıcıdır.
26. Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma!
27. Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da Rabbine karşı çok nankördür.
28. Eğer sen kendin dahi Rabbinden umduğun bir lütfu beklemek durumunda (ihtiyaç içinde) olduğun için onlara ilgi gösteremiyorsan, hiç değilse kendilerine rahatlatıcı bir söz söyle!
29. Eli sıkı olma, ölçüsüzce eli açık da olma; sonra kınanacak, kendi kendine hayıflanacak duruma düşersin!

Kur’an-ı Kerim’in on yedinci suresi olan İsra suresi, Hicret’ten önce Mekke’de indirilmiştir. Surenin 23-29. ayetleri arasında İslam’ın hayata hâkim kılmak istediği bazı temel ahlaki vazifeler yer alır.
Kulun ilk vazifesi Rabbini tanıması ve sadece O’na kulluk etmesidir. İslam, insana Yüce Allah’a nasıl iman ve ibadet edeceğini öğretir.
Allah’a (cc) iman etmek ve O’na kul olmak çeşitli sorumlulukları beraberinde getirir. Bu sorumluluklardan biri anneye ve babaya iyi davranmaktır. Özellikle yaşlandıklarında onlara karşı merhametli olmak, kol kanat germek, gönül alıcı söz söylemek, onlar için dua etmek kişinin annesine ve babasına karşı sorumluluklarındandır.
Onlara öf bile deme!
Surenin yirmi beşinci ayetinde, insanı en iyi bilenin Yüce Allah olduğu bildirilir. Bu sebeple insan öncelikle kalbindeki niyetleri, duygu ve düşünceleri güzelleştirmeli, ahlaken olgunlaşmaya çalışmalıdır. Ayetin devamında kim böyle yapmak suretiyle salih bir kul olup Allah’a yönelirse Allah’ın (cc) onu bağışlayacağı müjdesi verilir.
Surenin 26-29. ayetlerinde akrabaya, muhtaçlara ve yolculara yardım emredilir. Çünkü kişi üzerinde onların da hakkı vardır. İslam dinen zengin sayılan Müslümanların mallarından zekât vermelerini farz kılarak bu hakkın ödenmesini ister. Böylece toplumsal gelir dengesizliğinin giderilmesi, adaletin sağlanması amaçlanır.

Cimrilik ve müsriflik İslam’da yasaklanan tutumlardandır. İslam, harcamalar konusunda itidal noktası olarak cömertliği tavsiye eder. Kişinin; kendisi ve ailesinin asli ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra elinden geldiğince muhtaçlara yardımda bulunması, Allah (cc) yolunda harcaması cömertliktir. İsraf ise gereksiz harcamak, kaynakları boş yere tüketmektir. Harcamalarında israf eden kişinin, sonunda kendisinin muhtaç duruma düşmesi kaçınılmazdır.
Neler Öğrendik?
- İsra Suresi 23. ayetinde, anne ve babaya karşı nasıl bir tutum sergilememiz emredilmektedir?
- İsra Suresi 24. ayetine göre, yaşlanmış anne ve babaya nasıl davranmalı ve onlar için nasıl dua etmeliyiz?
- İsra Suresi 26. ayetinde, toplumdaki hangi kesimlere yardım etmemiz emredilmektedir?
- İsra Suresi 28. ayeti, imkânsızlık durumunda ihtiyaç sahiplerine yaklaşımımızın nasıl olması gerektiği öğütlenir?
- İsra Suresi 29. ayetinde, harcamalarda nasıl bir denge gözetilmesi gerektiği vurgulanır?
- İsra Suresi 23-29. ayetleri bireyin topluma karşı sorumluluklarını hangi alanlarda dile getirir?
- Bu ayetler doğrultusunda bir Müslümanın ‘mal-mülk’ anlayışı nasıl şekillenmelidir?