Sözlükte bilgi; “araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, insan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü ve bilim” anlamlarına gelmektedir. Terim olarak zaman ve mekân sınırı olmaksızın küçük büyük, gizli açık her şeyi hakkıyla bilmektir.
Akıl ve irade sahibi olan insan, yaradılışı gereği meraklı bir varlıktır. Bu durum onu araştırmaya, sorgulamaya ve öğrenmeye teşvik eder. İnsan; öğrenme sürecinde araştırma yapar, etrafındaki varlıkları anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Bu eylemlerin sonucunda öğrenme gerçekleşir. Böylece insan yeni tecrübeler elde eder ve bilgi sahibi olur.
İnsan; diğer varlıklardan farklı olarak karşılaştığı yeni durumlara ilişkin akıl yürütebilme, sorunlara çözüm üretebilme ve varlıklar karşısında bilgi edinebilme gibi üstün özelliklerle yaratılmıştır. İnsanın bu konuda diğer varlıklardan ayrı bir yere sahip olduğu Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde ifade edilmektedir: “Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek ‘Eğer doğru söyleyenler iseniz haydi bana bunların isimlerini bildirin.’ dedi. Melekler, ‘Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin.’ dediler.”
İslam’da önemli bir yere sahip olan bilgi, literatürde genellikle “ilim” kavramıyla ifade edilmektedir. İslam’ın temel bilgi kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve sünnette ilmin önemi vurgulanmaktadır. Örneğin bir ayette “Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?” buyrularak bu gerçeğe dikkat çekilmiştir. Hz. Muhammed (sav) de ilmin önemini “İlim öğrenmek kadın ve erkek her Müslüman’a farzdır.” sözüyle vurgulamıştır.
Hz. Peygamber, hem sözleri hem de davranışlarıyla ilme verdiği önemi göstermiştir. Bedir Savaşı sonrasında okuma yazma bilen esirlerin on Müslüman’a okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmasını istemiş, bazı sahabilerine yabancı dil öğrenmelerini tavsiye etmiştir. Ayrıca Mescid-i Nebevi’nin yanına Suffe’yi inşa ettirerek ilim öğrenmeyi teşvik etmiştir.
Kur’an’ın emirlerinin ve Hz. Peygamber’in uygulamalarının esas alındığı İslam düşüncesinde ilme ve âlimlere her zaman değer verilmiştir. Bunun neticesinde birçok İslam âlimi yetişmiş, çeşitli ilmî çalışmalar yapılmış ve İslam medeniyetini temsil eden eğitim kurumları oluşturulmuştur.
Kurumlarda eğitim-öğretimi yapılan ilimler, zamanla farklı disiplinlere ayrılarak sistematik hâle getirilmiştir. Kur’an’ın açıklanmasını ve yorumlanmasını konu edinen tefsir, Hz. Peygamber’in söz, fiil ve davranışlarını konu edinen hadis, inançla ilgili konuları inceleyen kelam, bu disiplinlerden bazılarıdır. İslam’ın emir ve yasakları çerçevesinde insanı ahlaki olgunluğa eriştirmeye çalışan tasavvuf da bu disiplinler arasındadır. İbadet, ahlak ve toplumsal hayata ilişkin konuları inceleyen fıkıh da bu disiplinlerin örneklerinden biridir. Bununla birlikte İslam kültür coğrafyasında varlığın anlamını ve kaynağını ortaya çıkarmaya çalışan felsefe, gök cisimlerini ve hareketlerini inceleyen astronomi bu ilimlerdendir. Sayıları, şekilleri ve mantıksal ilişkileri inceleyen matematik; sağlığı koruma ve hastalıkları tedavi ilmi olan tıp da bu disiplinler arasında yer alır. İslam âlimleri tarafından geliştirilen ilmî miras sonraki nesillere bu disiplinler aracılığıyla düzenli biçimde aktarılmıştır.
İslam’ın ilme verdiği önem neticesinde birçok âlim yetişmiş, ilmî eserler kaleme alınmış ve eğitim kurumları oluşturulmuştur.
Semerkant Rasathanesi
İstanbul Üniversitesi
el-Kanun fi’t-Tıp
Sahih-i Buhari
Cezeri
Fuat Sezgin
Bilgilerini, kendileri ve insanlık için yararlı şekilde kullanan Müslüman âlimler İslam’a göre peygamberlerin varisleri olarak kabul edilir. Bu nedenle onlardan da insanları Allah’ın (cc) yoluna davet etmeleri, insanlara örnek olmaları beklenir. Bir toplumda ilme verilen önemin ve âlimlerin azalması o toplumda cehaletin artmasına sebep olur. Hz. Peygamber, bu durumu toplumu felakete sürükleyecek sorunlardan biri olarak değerlendirmiştir.
İnsan için bilgi önemli olduğu gibi bilginin doğruluğu da önemlidir. Nitekim bir ayette “Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.” buyrularak doğru bilgiye göre hareket edilmediği takdirde yaşanabilecek olumsuzluklara dikkat çekilmiştir. Doğru bilgi sayesinde insan, yaratıcısını daha iyi tanır, inanılması gereken ilkeleri bilir. Bu sayede doğru inanca ulaşmış olur. Çevresindeki varlıkları anlamlandırır, sorumluluklarının farkına varır ve bu sorumlulukları yerine getirmeye çalışır. Yine bu bilgiler insanın ilmini artırır, hayatını kolaylaştırır ve karşılaştığı sorunları çözmesinde yardımcı olur. Böylelikle doğru bilgi insanı doğru inanca, doğru inanç ise doğru davranışa yönlendirir.
Neler Öğrendik?
- Bilgi nedir?
- İnsanların meraklı olmaları öğrenme sürecine nasıl katkıda bulunur?
- Kur’an’da Âdem’e bütün varlıkların isimlerinin öğretilmesi ona nasıl bir ayrıcalık katmıştır?
- “Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?” ayeti ile ne vurgulanmaktadır?
- Hz. Peygamber’in ilme verdiği önemi söz ve davranışlarıyla örnek vererek gösteriniz.
- Hz. Peygamber’in “İlim öğrenmek kadın ve erkek her Müslüman’a farzdır.” sözü ile vermek istediği mesaj nedir?
- İslami düşüncede ilim disiplinlerinden bazılarını sayınız ve her birinin hangi konuları ele aldığını kısaca açıklayınız.
- İslam dininde bilginin doğruluğu neden önemlidir?
- Semerkant Rasathanesi’nin kurucusu kimdir?
- el-Kanun fi’t-Tıp adlı eserin sahibi kimdir?
- İstanbul’da bulunan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesinin kurucusu kimdir?






















