Küçük Ağacın Eğitimi
1930’lar Amerika’sında, birer yıl arayla önce babasını sonra annesini kaybeden 5 yaşındaki Küçük Ağaç, dünyanın gizli kalbi olarak tanımladığı muhteşem ormanları, ırmaklarıyla görkemli dağlarda yaşam mücadelesi vermekte olan büyükanne ve büyükbabasının yanında yaşamaya başlamıştır. İlk olarak bir Çeroki olan büyükannesinden, iyi bir şeye rastladığında yapması gereken ilk işin her kimi bulabilirse onunla paylaşmak olduğunu, böylece iyi olanın yayılacağının ve nereye varacağının bilinemeyeceğinin dersini alan Küçük Ağaç, artık 10 yaşına kadar yanlarında kalacağı büyükannesi ve yarı Çeroki yarı İskoç olan bilge büyükbabası tarafından eğitilecektir. Bu eğitim okul sıralarında tedris edilen bir eğitim değildir. Canlı ve ruhu olduğuna inanılan doğanın dilini kavramaya, rüzgârı anlamaya, çiçeklerin, ağaçların hayvanların ruhunu hissetmeye, köpek yıldızı vasıtasıyla sevdikleriyle haberleşmeye, Büyükbaba’nın ‘’Gidişat’’ dediği doğanın düzenini, yaratıcının kudretini idrak etmeye yönelik bir eğitimdir. Büyükbaba’nın Gidişat’tan damıttığı bilgi birikimini, değerler sistemini öğreneceği bir eğitimden geçecektir. Hem de hiçbir şekil ve şartta azarlanmadığı bir eğitim…