Max, çılgın olduğu kadar dahi bir matematik meraklısı ve sayı kuramcısıdır. Doğadaki her şeyin sayılarla anlaşılabileceğine inanır.dır. Matematiğe ve özelikle de pi sayısına karşı oluşturduğu takıntısı, onun tüm hayatının gidişatını belirlemektedir. Max, on yıldan beri tüm doğanın ölçülebilir bir kodlama sistematiğine sahip olduğunu fark etmiştir. Artık tek amacı doğanın bu büyük sırrını çözmektedir. Max, elindeki verilerle karşısındaki problemin çözümüne kalkışır. Ancak adım adım vardığı sonuç, onu problemin tam da ortasındaki değişken yapacaktır. Max’ın vardığı nokta, dünyayı temellerinden sarsacak kadar yenilikçidir. Max, bu sonuçları saklamalıdır.
Filmin kahramanı Max Cohen, Büyük sayılarla karmaşık hesaplamaları akıldan yapabilmektedir. Bu yeteneği komşusu olan küçük kız Jenna’yı etkiler. Ancak filmin anlatıcısı olarak Cohen’in söyledikleri güvenilmezdir. Anlattıklarında Kabala metinlerine atıflar vardır.
Max, vardığı sonuçlarla borsanın görünen kaosunu yöneten sayı sisteminin şifresini çözmeğe çalışmaktadır. Gerçeğe yaklaştıkça ve periyodik olarak şiddetli baş ağrılarından etkilenen Max, saldırgan bir Wall Street firması ve kutsal metinlerin ardındaki sırları çözmeye çalışan bir Yahudi mezhebi tarafından taciz edilir. Herkes Max’in yakın keşfinin sahipliğini almak istiyor.
Bir hakikat arayışında varılan, doğru mu yoksa bir saplantı mı?
Soruya cevap arayışında önce Pi adlı sinemayı izledikten sonra Dücane Cündioğlu’nun sinema üzerinden yaptığı çözümlemeyi dinleyerek anlamamızda bir mesafe alabiliriz.