Amigdala: Korkularını Anlamaya Hazır Mısın?
Beynimizi tanıyor muyuz?
Limbik sistem denen yapıda bütününün içinde bulunan badem biçimli amigdala, temel yaşamsal işlevlerimizle ilgili önemli bir bölgedir. RAS’dan sonra bir başka süzgeç sistemi de burada bulunur. Bu bölge korku, panik, endişe ve cinsel güdülerle ilgili davranışları kontrol eder. Ayrıca bu davranışlara ilişkin bellek de bu bölgede kayıtlıdır. Limbik sistemin hafıza içeriği çok kuvvetli etkilere sahiptir. Örneğin bir korku ilişkisi bir kez öğrenildiğinde, sonuçlarına hakim olmak çok zordur. Bu tip duygusal anıları unutmak oldukça zordur; fakat bazı psikolojik teknikler ve yeniden öğrenme yöntemleriyle, buradaki hafıza kayıtlarını kısmen yeniden düzenlemek mümkündür. Örneğin normalde öfke tepkisini kontrol etmek çok zordur; fakat bir öfke patlamasından önce bir kaç derin nefes alıp, sözgelimi, yavaşça ona kadar saymak, öfke tepkisinin şiddetini kontrol edebilmemize imkan verir.
Beyninizin bu bölgesi, deneyimlerinize duygusal önem atfeden bölümdür. Böylece beyninizin diğer bölümlerinin bu öneme binaen bellek kayıtlarını kuvvetlendirebilmesini sağlar. Sonuç olarak, bizim açımızdan duygusal önemi olan olay ve deneyimleri sağlam bir şekilde kaydeder ve kolayca hatırlarız. Duygusal olarak anlamı olmayan deneyimleri ise hatırlarken zorlanmamızın nedeni bu bölgenin işlevidir. Amigdala, hiç uyumayan bir bekçi köpeği gibidir. Tehlikeyi anında hisseder ve tehlikenin büyüklüğünü milisaniyeler içinde hesaplar. Ardından bu değerlendirmeyi hippokampus bölgesine gönderir ve burası da mesajı çeşitli cevaplar ve baş etme mekanizmalarını devreye sokacak olan hafıza ve hareket merkezlerine yönlendirir. Fobiler denen aşırı korku tepkileri de bu bölgedeki aşırı duyarlı bağlantılarla ilgilidir. Bilinçsiz olarak talamus ve amigdala arasında gerçekleşen kısayol iletişim kanallarıyla normalden çok daha şiddetli korku ve panik tepkileri üretilebilmektedir.
İlginç bir klinik vakada, amigdala hasarından mustarip bir kadının tamamen korku duyusunu yitirdiği gözlenmiştir. Yılanlardan, örümceklerden ve hatta şiddet ve silahlı saldırıdan korkusu kalmadığı tespit edilmiştir. Fakat deneyin bir yerinde havasızlıktan boğulma deneyimine dair bir benzeşim yaşanırken hasta panik atak geçirmiştir. Bu durum, araştırmacılar tarafından, amigdalanın dışsal tehditlerle ilgili savunmalarda görevli olduğu fakat kalp krizi gibi içsel tehlikeleri algılayan farklı bir beyin sisteminin var olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Yani bedenimiz, örümcekler veya soyguncular gibi dış tehditlerle boğulma yahut açlık gibi iç tehditleri farklı sistemlerle algılamaktadır.
Dersinize giren öğretmeniniz sürekli olarak kötü bir ruh haline mi sahip? Çalışmalar, öğretmeninizin veya sınıftaki diğer kişilerin ruh hallerinin, amigdalanızdaki ayna nöronlar sayesinde sizi de etkileyebileceğini göstermektedir. Bu duruma “duygusal biliş” adı veriliyor. Amigdalanın faaliyete geçtiği bir başka durum da sosyal uyumlanma ve reddedilme korkusu durumudur. Bu durum “bağımsızlık rahatsızlığı” olarak bilinir. Bu özelliğimizden dolayı bir çok grup çalışması etkisizdir; zira insanların büyük çoğunluğu “koyun benzeri” konforlu bir durumu tercih eder ve diğerlerine göre baskın olan kişilerin fikirlerine şartsız olarak itaat etme durumunu benimserler.
İnsanların topluluk tarafından dayatılan hatalı anılara inanma eğiliminde de amigdalanın aktifleştiği gösterilmiştir. Diğer insanların belli bir yönde davranış gösterdiği durumlarda, sorgulama olmaksızın deneklerin bir çoğu bu davranış kalıbını izler.